Müdürlere Fırça
Bir doğu iline atandığımın ilk günleri. Bir kurulu toplantısı var. Müdür beye kimlerin katıldığını sordum. İl müdürlerinin olduğunu söyledi. Hazır olunca haber vermesini söyledim. Sonradan girenlerin bölmemesi için rutinde yapılan budur. Haliyle geç toparlandılar (10 dk). Solon meclis salonuydu. Katılımcılar ise bu koca salon için fevkalade azdı. İçeri girdiğimde yeni tanıdığım birkaç müdür dışında kimseyi tanımıyordum. Haliyle onlarda beni. Yapılagelişte devlet büyüğü yani amirleri içeri girdiğinde bir saygı kültürü olması hasebiyle ayağı kalkılır. Bunu yapmadılar. Mesleğe başladığım sırada benden sorumlu vali yardımcısının haklı bir öğüdü vardı. Bu türden yanlışları düzelteceksen uyarını baştan yap. Ben de devlet terbiyesi çerçevesinde öyle yaptım. Ama baro başkanı olduğunu sonradan öğrendiğim şahıs toplantıdan ayrıldı. Toplantı sonunda ise bir kişi benim uyarımdan rahatsızlığını dile getirdi (bir idareci için aslarının çekinmeden yanlış yaptığınızı düşündüğü karar veya hareketleri için sizi uyarabiliyor olduğu ortam oluşturma sanıldığının aksine çok doğru bir yönetim anlayışıdır). Ben de orada devleti temsil ettiğimi ve kendi memleketime gittiğimde aynı kültürün bir uzantısı olarak büklerime kalkıp yer verdiğimi söyleyip toplantıyı bitirdim.
İçerde bunlar olurken dışarda baro başkanı basına demeç veriyor beni tahkir ediyormuş. Aslında kendi yönetim kurulu hakkındaki şaibelerden dolayı bir kişi hariç istifa etmiş. Tabi bu onun medyatik olması için bulunmaz fırsat. Oda kullanmış.
Toplantı akabinde vali beye olanları anlattım. Bana hak verdi. Ama akşamında yine ulusal medyaya malzeme olduk.