
Kamu Kaynaklarının Optimizasyonu
Yerelde Örnek Uygulama
Zorunlu hizmet yaptığım yani az gelişmiş, bir ilçede tek katlı bir binada hizmet veren lise bulunmaktaydı. Üstelik 4 yıllık eğitim başlamıştı. Bina ve yurt kapasitesi yetersizdi. Özellikle yurt binası atmış kişilikti ve bir o kadar öğrenci geri çevriliyordu. İlçenin Yatılı Bölge Okulu (YİBO) ise yarı kapasite çalışmaktaydı ve halk kız çocuklarını göndermiyordu. Yüz yirmi kişilik yurdunda atmış kadar öğrenci vardı.
Çözüm olarak YİBO ya yönlendirilmiş grup köylerin taşımalı sisteme alınması ve okul ile yurdun lise yapılması her yönüyle mantıklı olacaktı. Boşalan lise binası ve yurdu ise kız meslek lisesi yapılması ilçe şartlarında en ideal çözümdü. Bunların hepsi gerçekleşti. Özellikle köylerdeki kız çocukları orta öğretiminin yanında lise eğitimine de yurtta kalarak devam ediyordu artık. Lise daha rahat eğitim veriyor ve yurt bir atmış öğrenciye daha kapılarını açmıştı. Ayrıca, devletin eğitim maliyeti üçte bir oranında düşmüştü.
Bu o kadar basit şekilde gerçekleşmedi. Buradan sonrası ilmi siyasete ilişkindir.
Bir sınır köyü ziyaretim dönüşü, komşu ilçe hudutlarında olup bizim YİBO ya yönlendirdiğimiz köy grubuna çok yakın olan bir köyde okul yapıldığını gördüm. İl milli eğitim müdürlüğünün taşıma programı yaptığı Nisan ayı idi. Yukarıda belirttiğim uygulama için bulunmaz fırsattı. Bir köy grubu daha vardı. Onları da on bir kilometre yol yapımıyla bağlayabileceğimiz bir köyde on altı derslikli okul mevcuttu. Gereken resmi işlemler ucu ucuna yetişti. Sıra YİBO’ nun liseye dönüşmesi için müfettiş raporundaydı. Bu rapor olumsuz geldi. Nedenini sorunca mevzuat cevabını verdiler. Mevzuatın böyle faydası yüksek bir şeye engel olmayacağı mevzuatı ayrıntısına kadar bilmese de onu teneffüs etmiş mülki idare amirinin mantığına uymazdı. Biraz irdeleyince daha önce il merkezinde yeni bir okul binasının genel müdürlükler arası geçişine olumlu rapor verdiklerini akabinde genel müdürden fırça yediklerini anlattılar. Ama hemen pes etmek olmazdı.
Bir öğle yemeğinde vali bey konuyu açtı. Müfettiş raporundan ve zaten ilçe halkının istemediğinden bahsetti. Anlaşılan menfaati zarar gören bir esnaf vali beye siyasi kanalla ulaşmış onu ikna etmek istemişlerdi. Yoksa halkla falan ilgisi yoktu tabii. Beni dinledikten sonra tek bir cümle kurdu; ‘Ögleden sonra yapıyoruz’. İçinden tebrik ettim. Siyasilere rağmen benim fikrimi uygulanmasını istedi.
Bu esnaf kim olabilirdi. Gıda ihalesi desek yurt gene bu ihaleyi yapacaktı. Aklıma gelmeyen elbise ihalesi idi. YİBO bu ihaleyi her yıl yapıyordu. Tek bir esnaf, bir terzi, bu ihaleleri her yıl alıyordu. Bunu ilçe milli eğitimine sormamam ilk hatamdı. Bu terzi bana cephe almış ve hatamı kollamış. Bizim sosyal yardımlaşma kanalıyla uyguladığımız dershane projesini hedef almış. Velilere bu projenin SODES projesi ve ücretsiz olduğunu söyleyerek baltalamaya çalışmıştı. Aslında projenin özü daha önce yapılan projelerde öğrencilerin taşınmasını ihtiva ediyordu. Ben de dershanenin ilçemize gelmesinin aha faydalı olacağını düşündüm ve Tümay dershanesiyle anlaşarak sadece bir minibüsle ilden gelen öğretmenlere lise binasının kullanmasını sağladım. Başarı beş kat arttı. Sosyal yardımlaşma projesi olduğundan katılan esnaf, çiftçi, memur gibi gelir düzeyi yüksek kişilerin çocukları için kendi ödemelerini yapmaları koşuluyla dahil olmalarına izin verdim. Haliyle veliler bu parayı ödemeyince proje uygulamasında sıkıntılar yaşanacaktı. Bu projemi yan ilçe bizden izin alarak kopyaladı ve daha başarılı uyguladı. Burada müdür faktörü de öneli.
Velilere bir toplantı istedim. Bu iddianın asılsız olduğunu iddia sahibinin iddiasını ıspatlarsa ilçeden ayrılacağımı ama ispatlamazsa eşek gibi herkesin içinde anırmasını söyledim. (ikinci hatam bana o zamanın parasıyla mahkeme masrafları dahil beş bin tl ye mal oldu). Bu esnaf çıkıp geldi. Elinde bizim internet sitemize diğer kaymakamlıklarında kullana bilmesi için koyduğumuz evraklar vardı. Tabi ki ortada bedava dershane yoktu. Ben de eşek gibi anırmasını söyledi. Olay çok gücüme gitmişti esasında. Pek çok projeyi farklı farklı kaynaklardan hayata geçirmiştik. Meslek büyüklerim bunları medyayla paylaşmamı en azından vali beye sunmamı ısrarla tavsiye etmişlerdi. Ben ise; ‘Benim yapıma ters’ demiştim (üçüncü hatam). Ben ülke gerçeklerinden uzak bu işleri kurumsal kimlikle yapılması gerektiğine inanıyordum. İnternet sitemize ise ‘kaymakamlık tarafından yapılan ‘ ibaresiyle projeleri yapılan faaliyetleri paylaşmaya başladım. Vali beye sundum projeleri ve yerinde gördü. Bu olayın arkasından meslek büyüklerimin haklılığını gördüm. Basınla projeleri paylaştığımda ise Hürriyet gazetesi bunu ulusal sayfasında yayınladı. Vali değişmiş, yeni vali bu projeleri görmüş ve yine de bana soğuk davranmıştı. Nedenini sonradan öğrenmiştim. Benim sol görüşlü olduğumu düşünmüş. Değildim ama olsaydım ne değişirdi. En azından teşekkür edebilirdi. Yılın kaymakamı olarak gösterilecekken bir de buna muhatap oldum.
Bu terzi akrabalarının siyasi bağlarını da kullanarak yerel basına beni malzeme etti. Sözde vatandaşa şerefsiz demişim. Buna dava açtım. ‘Evet şerefsiz dememişsin ama eşek demişsin’ denildi. Tazminatın yanında basın yoluyla iftiraya uğramış olduk. Bu haber ulusal kanallarda da geçti. Sonra tekzibe uğraş. Başarabilirsen.
Ders : Sen basın yolunu zamanında değerlendirmezsen birileri bunu her zaman aleyhine kullana bilecektir.
Bu terzinin büyük destekçisi, il parti yöneticisiydi. O da evinin dere yatağında olmasına rağmen kacak kat çıkmıştı. Bu konunun da üzerine gitmiştim (bir başka hata). Aslında görev ve sorumluluk belediyede. Yani yöntemsel hata.
Ders: Aslında terzi faktörünü iyi çözümleyip onunda bu harika girişimi baltalamasının önüne geçmek adına bu ülke koşullarında başka vaatlerde bulunarak hal yoluna çıkılmalıydı.
Ders: Asla bu icraat veya yasalara karşı duranlar mülki idare amirleri tarafından direk olarak muhatap alınmamalı.

